19 Mayıs 2019 Pazar

Bu İş Zor Yonca...

Hiç profesyonel değilim.
Bir şeye hissiyatla bağlanır; hayal kırıklığını taşırım. Seçimimdir, ben izin vermişimdir. Her şey ben izin verdiğim ölçüde bana yakındır. Kuyu kazamam, hırslanamam. Bilgiyi paylaşmaktan, bilmediğimi sormaktan korkmam. İnsanlarla ilişkimin temeline empatiyi koyar, nedenini sorgularım. Akıl yürütmelerim , birçok çıkarımım vardır; gel gör ki bir an gelir insanların kendi "çıkarlarının" nelere sebep olduğuna şaşar kalırım. Bilirim, işin içinden çıkamazsam olanı biteni tevekkülle karşılamak iyidir, çünkü; inançsızlığın insanı zalimleştirdiğine şahit olurum.
İnsani duygulara karşı ketum kalmak güçlü olmak değildir, güçlü olmak, senin bu duygularını ezip geçen, değer yargılarını görmezden gelen, seni sindiren zihniyete karşı gösterdiğin tavırdır ve nasıl devam edeceğine dair verdiğin karardır.

Mevkiden gelen güçten ziyade, doğru yolda olduğumu söyleyen vicdanımsa o sesin gücünü tercih ederim.

Suçluyu dışarıda aramayı sevmem, gerekçeyle bahaneyi birbirine karıştırmayı hiç istemem. İşte bu yüzden kendime yaptığım en zalim öz eleştiridir: Seçtiğim yol "yol" değilmiş; üstümde taşıdığım yaka gerçekten "beyaz" değilmiş. Şimdi yan bakalım geçen yıllarına...