12 Nisan 2020 Pazar

Hatıra*


İlk hediye,

Ne zamandır bana vermek istediğin hediyeymiş, öyle demiştin.
Bir de bakmıştın uzun uzun...
İşte o bakış kaldı hafızamda,
Yitip giden sözlerinin tesellisi…

Kararsızdık,
Bir türkünün yürekteki sızısı mı, yoksa, neşesi miydik birbirimize?
Anlayamadık.

Yıllarımız başka başka hayatlara akıp gitmişken,
Nedense geçmiş günün hesabını şimdi yapıverdik...

Unutmak için mi parmağımıza birer yüzük taktık?
Yoksa gönlümüze bir yük mü bıraktık?

Unutmak demişken; o ilk hediyen,
Hala durur başucumda “Seni Düşünmek”
Sesin kulaklarımda çalınır,
“Çamdan Sakız Akıyor”  eşliğinde.
Şimdi dilimde,
“Gelmiyorsun”…
Şarkılar derin, çok acı…

Hatıra-


Bülbül Köşkü…
Hatırladığım bir küçücük meyhane,
Üç beş masa, her biri, birbirinin kavgasına da sevdasına da ortak.
Bir masa ki, sadece bizim.
Dün gibi aklımda Selim Amca'nın muzip bakışı, o tok sesi:
“Bu masaya her kimdir oturan, bilsin ki burası Gönül Köşkü!”

Bülbül Köşkü…
Bir yer düşün her şeyin başladığı; ama bitişi muamma…
Bir yer düşün yıkıcı; ama pişmanlığın zerresi yok…

Yıllar sonra kapısındayım,
Sadece birkaç saniye için zaman durmuş, her şey kaldığı yerden devam edecek gibi…
Bir ışıltı gibi geçti gülüşün, kendime geldim.

Şimdi karşımda görsem seni ne hissederim, ne yaparım?
Bilmiyorum.
Tuttuğum yastan bir gözyaşı kalmış mıydı?
Bilmiyorum…

10 Nisan 2020 Cuma

Armağan...

09/03/2020

Yeni yaşımı alırken, tam da yolun yarısındayken ilk hediyem kendime, kalemimle kutluyorum kendimi… Kıymetini bilemediğim her yaşım, her anım için binlerce özür… Yaşım ilerledikçe birçok hevesimin yarım kalacağını bilseydim; sevinçlerimi, mutlu anlarımı daha coşkuyla yaşar, heybemde bunlara daha çok yer açardım. Nefes alınamayan bir anda oksijen maskesidir bu anlar, hatırlarsın iyi gelir.

Yeni yaşımı alırken, tam da yolun yarısındayken bu sefer farklı davranacağım. Doğum günümü önemseyeceğim, kendimi önemseyeceğim… diyebilmek isterdim. Ne yazık ki kaygılarımın izin verdiği ölçüde yaşayabiliyorum her şeyi…

Kendimle ilgili her şeyi alarmın erteleme tuşuna basar gibi yaşadığımı, saatimi hep başkalarına göre kurduğumu anlamanın eşiğindeyim. Bir konuda kendimi ikna etmeye çalışıyorum:

Değişebilir miyim?