9 Ekim 2025 Perşembe

Kitap Okumanın Yazma Üzerine Etkisi: Yazar Olmak İçin Kitap Okumak Neden Şart?

 




Kitap Okumanın Yazma Üzerindeki Etkisi

Kendimi bildim bileli okuduklarımın etkisiyle bir yolculuğa çıkar ve hep şunu düşünürdüm: Yazar bunları nasıl yazıyor, sözcükleri nasıl böyle bir araya getiriyor? O gıptayla kıskançlık arasındaki ince çizgi var ya, işte o yıllardır benimle. Okudukça yazmaya doğru bir istek, bir yol haritası beliriyor. Ben de o çizgide karar verdim: Yazmalıyım.

Size sorsam hayaliniz nedir? Bir roman yazmak mı, küçük bir hikaye? Karaladığı şiirleri biriktirenler mutlaka vardır. Okumadan yazar olunur mu sorusu da burada cevap buluyor sanırım. Ne tarz okuyorsak onu yazmaya yöneliyoruz. Yazmak istediğimiz tür neyse onu okuyoruz. Söz konusu yazmak ve yazmayı geliştirmek olduğunda da öncelik verdiğim ilk konu yine kitaplar oldu. 

Edebiyat dünyasına bakınca yaratıcı yazarlık konusunda sayısız kaynak bulabilirsiniz. Kitap okumanın yazmakla olan o güçlü bağlantısı ve aynı zamanda önemli bir koşulu olduğunu kabul etmek gerekir. Kendim gibi yazma tutkusunu hayata geçirmeye çalışan herkes için kitap okumanın yazma üzerindeki etkisi nedir, kendimce bir şeyler paylaşmak isterim.

Kitap Okumak Yazma Beceresini Nasıl Geliştirir?

Yazı yazarken ihtiyaç duyabileceğimiz en önemli yetkinliklerden biri dili kullanma becerisidir. Kelime dağarcığının zenginliği, kendine has bir üslupla yazabilme bir yazarın dil becerisini ortaya koyar. Kitap okumak bu becerinin kazanılmasında büyük rol oynar. İyi olarak nitelendirdiğimiz, okumaktan keyif aldığımız yazarları düşünelim. En önemli ortak özellikleri dile hakimiyetleridir. Hem sözcüklerle dans eder gibi yazar hem de az ve öz şekilde en iyi ifade şekillerini kullanırlar. İnce ince nakış gibi işlemiş deriz. Kitabın kurgusu ve dil birbirine tutunmuş, bizi alıp götürmüştür. Peki bu beceri nereden geliyor, anlaşılıyor ki okumanın yazma becerisi geliştirme açısından rolü çok büyük. Kitap okumak, dilin tüm olanaklarına kapı açan önemli bir anahtardır.

“Okumak, kişinin kendi kafası yerine başka birinin kafasıyla düşünmesidir.” der Schopenhauer. Yazarken ihtiyaç duyacağınız empatiyi bu cümleyi düşünerek bulabilirsiniz. Kitapları ilginç kılan bir özellik de başka birinin gözleriyle görmek, başka birinin ayakkabısıyla yürümek, başka birinin aklıyla düşünmektir. Okumak, yazarken bakış açısını değiştirebilmenin etkili bir yoludur.

Okuma Alışkanlığı Kazanmak

Yazarların okuma alışkanlığına sahip olduğunu tartışmasız kabul edebiliriz. Herkes yazar olabilir mi tartışılır; ancak yazar olmak için kitap okumak alışkanlıktan öte bir yaşam biçimidir.  Günlük rutinlerinin bir parçası olarak kitap okuyarak yazmaya konsantre olabilen yazarlar vardır. Benim gibi okuduğu kitapların yazarlarını ve alışkanlıklarını merak edenler bunu fark eder.

Günümüzün en büyük eksikliklerinden biri olarak şikayet ediliyor: “Kitap okumuyoruz!” Podcastler, sesli kitaplar, kitap özetleri hayatı ne kadar kolaylaştırıyor değil mi? Ben burada çok çok şahsi önerilerde bulunabilirim: Elinize kitabınızı alın, dünyayla iletişimi kesin ve okuyun. Cep telefonunuz, tabletiniz sizi uzakta bir yerde beklesin, bir süre, gerçekten dayanabilirsiniz.

Okuma alışkanlığı nasıl kazanılır, popüler bir konu olarak görülebilir. Kitap okumanın faydaları sıralanırken sınav başarısı da dahil hayatın her aşamasındaki ilerleme, okuma alışkanlığı ile doğru orantılı değerlendiriliyor. Ben okuma alışkanlığı kazanmak için çabalamadım, okuma alışkanlığıyla kodlanmış olarak doğduğuma inanıyorum. Çünkü ben hep okuyordum, okumak benim için hiçbir zaman hobi olmadı. Bir iş gibi mesai yaptığımı söyleyebilirim. Keyfi, duygusu, bıraktığı etki, bana katkısı, sadece beni ilgilendiren bir iş. Alışkanlık sahibi olmak da çok kişisel durum. Şunu biliyorum, sizi etkileyen bir kitap önünüze düştüğünüzde artık kapının diğer tarafına geçiyorsunuz. Yol uzun, güzel, rengarenk, sonsuz. Yani sadece okuyun. Alışkanlık kendiliğinden geliyor. Sevdiğiniz yerde, sevdiğiniz şarkıyla, sevdiğiniz kişiyle ya da evcil hayvanınızla yan yana; otobüste, vapurda, trende ya da bir bankta… Nerede isterseniz okuyun. Kaç dakika kaç sayfa düşünmeden, kendiliğinden nasıl ilerliyor, şaşıracaksınız.

Bir Yazar Adayı Neler Okumalı?

Okuduğunuz başlık benim kendime en çok sorduğum sorulardan biri. Yazmak istiyorsam ne okumalıyım? Schopenhauer cevabı veriyor yine: “İyi olanı okumak için kötü olanı hiçbir zaman okumamayı insan kendisine düstur edinmeli: Çünkü hayat kısa ve hem zaman hem dinçlik insan için sınırlı” ve “En iyi öğretmen iyi bir kitaptır.” Yazmak isteyenler için Schopenhauer’u okuma listenize mutlaka alın dememe gerek kalmadı sanırım:)

Okumak kadar ne okuyoruz, bence önemli bir konu. Her kitap, her yazı bir emek ve saygıyı hak ediyor; ancak zaman sınırlı. Kendi beklentimize uygun, bizim için çıtayı hep yükseltecek eserlere yönelmek gerekiyor. Şu yaşımdaki tecrübelerim diyor ki Türk Edebiyatı ve Dünya Klasikleri genç yaşta elden geçmeli ki tekrar tekrar okunabilsin. O kitaplarda geçen kelime dağarcığı, anlatım biçimi, üslup ve dönemi yansıtırken yarattığı farkındalık hiçbir yerde bulamayacağınız bir hazine, bir okul. Ayrıca farklı türde kitaplar okumanın da yazma üzerindeki etkisi yadsınmamalı diye düşünüyorum. Roman, öykü, şiir, deneme gibi farklı türde kitapları okumak bir yazarın yazma biçimini zenginleştirecektir.

Yaratıcı yazarlık üzerine kitaplar, önce nasıl bir okuyucu olmak gerekir, örnekleriyle yön verebilen kitaplar mutlaka baş ucunda yer almalıdır. Aklıma gelen ilk kitap da Murat Gülsoy’un Büyübozumu: Yaratıcı Yazarlık kitabıdır. Yaratıcı yazarlığı, yazmayı konu alan kitapları inceleme fikrinin bu kitapta okuduğum bir cümleyle ortaya çıktığını söyleyebilirim. Yazar, edebiyatın yalnız yapılan bir sanat olmadığını, paylaşılarak geliştirilen bir etkinlik olduğunu vurguluyor. Öğrendiklerimi paylaşabilme ve bunu yazarak gerçekleştirme fikrinin beni cesaretlendirdiğini mutlaka paylaşmak isterim.

Yazar Adayları İçin İpuçları

Yazar adaylarına öneriler dersem bilgilerim yetersiz kalabilir; ama kendi okuduklarımdan, öğrendiklerimden beni motive eden tavsiyeler için bir derleme yapabilirim:

·         Yazmak için yetenekli olmak gerekmez, sadece yazmak gerekir. Doğuştan yaratıcı yazar yoktur, yazma tutkusunu hayata geçirebilmiş yazar vardır. Belki de asıl yetenek o tutkunun peşinde gidebilmek için inat etmektir. Jack London’ın kitabı Martin Eden, bu inadın en güzel örneklerinden biridir, bana göre.

·         Nitelikli eserler okumak, seçicilik de bence önemli bir ipucu. Zamanını iyi eserlere ayıran okuyucular yazmak için iyi bir öğretmene sahip olurlar.

·         Çok sık yazmak ve bunu içtenlikle yapabilmek iyi yazar olmanın yolları arasında sihirli bir formüldür. Sabah işe gider gibi, dükkanını açar gibi yazmaya başlamak. Her yerde okuduğum ortak nokta: Otur ve yaz!

Kesin olan bir şey var: Yazarlık ve okuma ilişkisi yazmak isteyen herkesin karşısına çıkar. Birbirinden ayrı düşünülemez. Siz de yaratıcı yazarlık, yazmak hakkında kitaplar arıyorsanız; kitaplardan yazma ilhamı almak mümkün mü merak ediyorsanız “Yazmak İçin İlham Veren Kitaplar” yazıma  https://harmoniaes.blogspot.com/2025/06/yazmak-icin-ilham-veren-kitaplar.html ulaşabilirsiniz. Okuduğunuz her satır, yazmak için bir sebep, bir adım olabilir.

Kaynak:

* Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine, Arthur Schopenhauer,

* Büyübozumu: Yaratıcı Yazarlık Kurmacanın Bilinen Sırları ve İhlal Edilebilir Kuralları, Murat Gülsoy

 



Fotoğraflar: 03.09.2025, Ormanya, Orman Kütüphanesi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder